Çocukluğum, sevgi ve vefanın gönülden gönüle yol bulduğu bir mahallede geçti. Mahallemizin sakinleri; mutluluk ve hüzünde, yoklukta ve varlıkta, hastalıkta ve sağlıkta, her zaman ve mekânda bir birinin hali ile hallenirdi. Mahallemizde; bir lokma ekmeği paylaşmanın sırrına ermiş insanlar ikamet ederdi. Mis gibi kekik kokan, Kurtuluş Savaşı’nı büyük bir coşkuyla anlatan, acısıyla tatlısıyla ders çıkardığı yaşam tecrübelerini anlatan, çocukları olmasına rağmen yalnız yaşayan mahallemizin yaş almış çınarları evlerimizin bolluk ve bereketiydi. Dostluk ve kardeşlik her evin hayat felsefesiydi.
Güneşin ilk ışığı ile yatağımızı ve evimizi düzenleyip temizlemekle güne başlardık. Annemin büyük bir sevgiyle hazırladığı kahvaltımızı yaptıktan sonra kendimize, ailemize, evimize ve yaşadığımız topluma karşı sorumluluklarınızı sırasıyla yerine getirirdik. Annem ve babam mahallemizde bulunan ve her biri ayrı bir değer olan yaş almış çınarlarımıza karşı sorumluluklarımızı sürekli hatırlatırlardı. Gençliğimizde ektiklerimizi yaşlılığımızda biçeceğimizin vurgusunu sürekli yaparlardı. Bu sebeple mahallemizdeki yaş almış çınarlarımızın ev temizliklerini, kişisel bakımlarını, alışverişlerini bir görev dağılımı ile yapmamızı sağlarlardı. Ramazan ayı boyunca sahur ve iftar vakitlerinde yaş almış çınarlarımızı evimizin ve soframızın en nadide köşesinde ağırlarlardı.
Mersin Alzheimer Derneği’nin Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ortak yürüttüğü ‘Gençlerle Genç Yaş Al Projesi’ kapsamında ben de Tarsus sokaklarında gençlerimize ve yaş almış çınarlarımıza mikrofon uzattım. Yaş almış çınarlarımızla bir hoş seda bıraksada sokak röportajları gençlerimizle zaman zaman gergin ve gözyaşı ile geçti. Gözyaşım hüzünle her yanağımdan süzüldüğünde çocukluğum aklımdan yüreğime seyretti. Mikrofon tutan elimden kekik, tarih, vefa ve sevgi kokan yaş almış çınarlarımız dua olup semaya yükseldi.
‘Yaşlılarımıza karşı sorumluluklarınızın farkında mısınız?..’ sorusuna gençlerden bazılarının ‘yaşlılardan nefret ediyorum’ cevabı karşısında üzüldüm, gerildim, panikledim, gözyaşı döktüm. Günlerce kendi iç muhasebemi yaptım. ‘Gençlerimize karşı sorumluluklarımızı tam anlamıyla yerine getiriyor muyuz?..’ sorusu ile kendimi sorguladım. Hepimizin yaşlılarımıza karşı sorumlulukları olduğu gibi gençlerimize karşı da sorumlulukları var. Toplum olarak gençlerimize sahip çıkmalıyız. Onları sorumluluk bilincine ulaştıracak proje ve çalışmalara zemin hazırlamalıyız. Sosyal farkındalık çalışmalarında yer vermeliyiz. Her şeyden öte onlara örnek bir yaşam sergilemeliyiz. Sergilediğimiz her örnek söz ve davranışın gençlerimizde hayat bulacağını unutmamalıyız.
Mersin Alzheimer Derneği’nin ‘Gençlerle Genç Yaş Al Projesi’ kapsamında Tarsus’ta gerçekleştirdiğim sokak röportajlarına destek veren kişi, kurum ve kuruluşlara, Tarsus’un muhtelif mahallelerinde ikamet eden yaş almış çınarlarımıza ve gençlerimize teşekkür ediyorum. Kendimize, ailemize, evimize, yaşadığımız topluma karşı bizi sorumluluk bilinciyle yetiştiren rahmetli anneme ve sağlıklı ömür dilediğim babama teşekkür ediyor sevgiyle ve minnetle anıyorum. Hepinizi, 28 Aralık 2021 Salı günü, saat 11.00’de, Sun RTV/İçel TV’de yayımlanacak olan ‘Gençlerle Genç Yaş Al-Tarsus’ bölümünü izlemeye davet ediyorum. Gençliğinizi diri tutmak ve genç kalmak istiyorsanız gençlere sosyal farkındalık çalışmaları ile yatırım yapmanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Gençlerle hep genç yaş almanız temennisiyle. Vesselâm.
Emine KUREN